11 Kasım 2015 Çarşamba

Gülümse içiyorum

gülmeyi mi erteledik yoksa hep yanlış vakitte mi kahkahayı patlattık da bir türlü doğru anımız olmuyor.

bu hayatın hakkını mı veremiyoruz. hayat mı bize nanik yapıyor kapıyı çekip üstümüze.

rakı var ince bardak ve tek. mezesiz ve yalnız. 

onun hakkını verelim madem. 

madem öyle suyumuz olsun kahırlarımız.



akla diyorum amına koduklarım. bir anı takılmış. narin narin gözümüzün önüne geliyor.

acısız.. kemiksiz..

yok lan. hiç insanın içerken aklına mutlu bir anı gelir mi amk.

acılı. ilk ve son kere ağlamışız o an. o anının arkasına takılıp gitmişiz. ya da geri gelmeyi unutmuşuz.

ya da zaten hiç olamamış.

olmamış yani bu hayat. değiştirelim demeye yüzümüz yok. 

içmeden önce hesap etseydin dese biri sıçarız. 

üzerimize bol kaçar gülsek. 

yani diyorum sayın amına koduklarım. 

düştüğü zaman hikaye ömre, yazarsın...

7 Mayıs 2015 Perşembe

Bırakın uzasın yol, ben saçlarını tararım

yine sonu belli olan yollara doğru yol aldım. bir hikayenin sonunu bilmek, okumak için bir sebepti. yeni bir kitaba başlamadan önce son sayfası okumam bundandır. ama bazı hikayeleri sonunu bile bile okumak, hatta bu okumak da değil yaşamak iyi olmuyor.. yine de yürüyorum o yolda.

tembellik ediyorum, hayatta çok istediğim şeylere ulaşmak, sadece ulaşınca mutlu olmak, doyumsuzluk bu sanırım.
bu kötü bir huy. elde edilen her şeyin tadı kaçıyor işte. benim mutluluğum yolda olmak.

bazı insanlar böyledir, değiştirmek yine kendi ellerinde de olsa, değiştirmeye kadar çaba göstermek mutluluk için yeterdir. değişince tadı kaçacaktır. işin özü değişmeyecektir.

benimkisi hep yolda olma isteği, bu yüzdendir ki seyahatleri seviyorum. ulaşmayı değil. gidince geri döneceğim anı bekliyorum. bu hayatıma da entegre, herkese karşı yoldayım. bazıları benimle yürüyor işte. dayanamayan da bırakacaktır, yollar değişecektir.

benimkisi hep yolda olma isteği. seyyah gibi. sürekli yürüsem şikayet etmem. yeter ki yol bitmesin. 

hayatım bu bence, yollar. daha gidilecek çok yol az bir ömür var. ben mutlu olmayı öğrenemeyeceğim. elde etmeyi, elde ettiklerimle yaşamayı ve kabullenmeyi...

sanırım bazı insanlar böyledir. ve böyle böyle kaybederler.

önce kendimden sıkıldım, sonra insanlardan, iş buldum ondan sıkıldım, hobi edindim onların hepsinden sıkıldım, sevdim sevmekten de sıkıldım... sadece yollardan sıkılmadım. hep bir umut değil mi yollar? hep bir başka.. 

insanlar da benden sıkıldı, benim aynı yollarımdan sıkıldı, aynı yolda dönüp durmamdan sıkıldı. bu kez farklı bir yol istiyorum. patikalar benden sıkıldı. çöller benden sıkıldı. mecnun olmak zor iş azizim. mecnun bile leyla'dan sıkıldı.

anlatmam gerek, geleceği görüyorum. bir kaç farklı senaryo ile. hangisini yaşarım onu da biliyorum. ne yaptığımı bilmiyorum. ne olacak bekliyorum. ama bundan da çok sıkıldım.

defterlerimi, yazılarımı, kalemlerimi özledim. anlamsız hedefleri değil de, bir kahve içerken seyahat planları yapmayı özledim.

içimde sürekli giden birileri var, beni kim durdurabilir ki?

durunca ölürüm zaten.

18 Şubat 2015 Çarşamba

İyi değiliz

dünya resmen bir amway insan zinciri gibi satış stratejileriyle dolu bir yer ve üstelik minicik. 

hepimiz ayrı yumurta çokizleri gibiyiz. ayı rahimde büyüye farklı yaratıklar. 

bu yüzden mi acaba birbirimizi satmalar, öldürmeler?

yoksa tanrı dediğimiz sandığımızdan daha mı kötü bir varlık? ki bunca acıya ve zulme ibadet diyor, bir türlü bırakamıyoruz.

şeytan dediğimi aslında iyi olan mı? da bir türlü iyiliğini göremiyoruz. dünyadaki iyi insanların yok olması başka daha nasıl açıklanabilir?

aklımın almadığı tüm bu şeyler insanlıksa eğer ben uzaylı mıyım? ya uzaylı dediklerimiz, onlar da tanrıların arabaları'nda bahsedilen mi? 

kıyamet dedikleri belki de cennete giden bir yoldur. belki cennet dedikleri havva'nın adem'e alması için rica ettiği elmanın içindeki kurttur. ya da hiç yoktur. 

olmaz mı? olabilir.
iyi insanların zalimlerce öldürülmesinin mutlaka mantıklı bir açıklaması vardır kocaman güçlerce.

fakat bizi var eden güç doğa'nın ta kendisi ise ölelim. ölelim ki cemreler bu topraklara düşerek çoğalsın taze çiçekler olarak. değil midir kardelen olmak çok kolay değil bu yeryüzünde? başka yeryüzleri de olmalı tabi ama kime göre bu yeryüzü? yerin yedi kat altındakilere göre gökyüzü ise bizim yeryüzü dediğimiz. hem yoksa yer çekimi ve aslında hepimiz uçuyorsak bu büyük aldatmacayı biz yapıyorsak böyle kendimize?

o değil de hava çok soğuk. evsizlere çorba, sokaktaki minik canlılara mama verin. evreni iyilik kurtaracak. de mi? kötü kalpli yaratıcıya inat! hadi kucaklaşın.

26 Ocak 2015 Pazartesi

Susmak en büyük eylemdir


kendimi nazi Almanyası filmlerindeki gaz odasına gideceğini bile bile direnmeyen, ses çıkarmayan yahudiler gibi hissediyorum.

benden düğme olmaz yalnız, sabun yapmayı deneyin. belki aklanırsınız.