çay bardağında rakı içmeyi özledim.
bir kadının bedenini özledim.. ona dokunup, sadece koklamayı.. bir kokainman gibi..
yabancı bir şehrin sokaklarında kaybolmayı özledim.
ağız dolusu küfretmeyi.
sonbaharda kıyıya sıfır bir bankta oturup denize ve rüzgara karşı sigara içmeyi özledim.
kalbimin yerini hissetmeyi özledim.
bir sahafta saatlerce vakit geçirip, okuyacak tek kitap bulamayıp tam çıkacakken yıllardır aradığım kitabı bulmayı özledim.
istediğim an yanlız kalabildiğim anları özledim.
televizyonda geceyarısı sağlam bir korku filmine rastlamayı özledim.
kendimi unutacak kadar bir ana, bir kadına ya da bir manzaraya takılıp kalmayı..
gece yolculuklarını.
sabaha karşı gidilen çorbacıları.
sorumsuz bir öğrenci olmayı.
bir şarkının gelip yarama çarpmasını.
olmadık bir yerde , tanımadığım bir kadının hınzır bakışlarını üzerimde yakalamyı özledim.
bahçe düzeni ödülü alacak güzellikteki bir mezarlıkta bankta oturmayı özledim.
kayseri' de çay içmeyi, galata' da nargileyi, mersin'de sevişmeyi, kadıköy vapurunda kitap okumayı, eminönü' nde kalabalığa karışmayı, ankara' da üşümeyi, nevşehir' de kaleye çıkmayı, iskenderun' da limanda oturmayı, antalya' da alanya' yı..
bir dostun suskun dinleyişinde derdimi söylemeyi, bir düşmanın onurlu kavgasında safımı tutmayı, bir ibadette huzuru, bir yolda dönemeçleri, bir duada gözyaşımı, bir bardak su da şükrü, bir kadeh içkide unutmayı..
bir kadının bedeninde eriyip kaybolmayı.