28 Aralık 2014 Pazar

Bitmedik ama azalıyoruz

gittikçe yalnızlaşıyorsunuz insan kardeşlerim.
ne bir ortak sevinciniz kaldı sizi çoğaltacak
ne bir içten dostunuz var acınızı alacak

kurulmuş saatler gibi gün boyu çalışıp tekdüze
uzayan gölgelerle koşaradım dönüyorsunuz evinize

ne kadar uzaksa bir felaket sizden o kadar mutlusunuz
unuttunuz başkalarının acısını duymayı
küçük çıkarların büyük kurnazları

alışverişe döndü tüm ilişkileriniz, hesaplı, planlı
sevgileriniz ayaküstü, ilgileriniz koşaradım

unuttunuz konuşmayı kendinizi vererek
düşünmeden bir başka şeyi, içten yalın dürüst

dışa vurmayı duygularınızı
unuttunuz, neydi bir ince söze yakışan en güzel davranış.
...
ömrünüzü güzelleştirecek bir şey almadan hayattan
bir şeyler bırakmadan ardınızda gelecek adına
koşaradım tükeniyorsunuz

24 Haziran 2014 Salı

öyle işte

bir olumsuz durumun, onlarca olumlu durumu yok etmesi çok zoruma gidiyor. kendimi haksızlığa uğramış hissediyorum. insanlar neden hareketlerin arkasındaki niyetleri görmezden geliyor ki. ya da neden olumlu şeylere inanmak, olumsuz tek bir şeye inanmaktan daha zor. neden hep kötüyü düşünüyoruz. aklım almıyor. yine bir inzivaya çekilme ihtiyacı hissediyorum ve bunun ölene dek sürmesini istiyorum, umuyorum. çünkü anladım ki güzel şeyler hep biter ve yenilerin başlaması zaman alır, oysa kötü durumlar bitse bile hemen ardından yenileri başlıyor. evet anksiyete bozukluğum var, öyle de kalsın.

26 Mart 2014 Çarşamba

aynen böyle !

soğuğu sever misin ? sen de bazen serinlemek istiyor musun? içimde o kadar büyük bir yangın var ki ancak soğukta dinlenebiliyorum... itinayla beslenen bir şömine ateşi ne zaman bu kadar büyük bir yangına dönüştü bilmiyorum. sürekli daha fazlasını yutmak istiyor ve ben ona engel olmaya çalışıyorum. yanıklarım kabuk başladıkça bakışlarım buz tutuyor. soğuktan ellerim titrerken ben içten içe kavruluyorum. ateş uzaktan tatlıdır ama yaklaşırsan yanarsın. peki ya ateş içindeyse ne yaparsın? kimseyi yakmamak için herkesten uzaklaşırsın. bilirsin çünkü; biri bile gereğinden fazla yaklaşınca yanacak. ya güneş olacağım yada kül olacağım ama ne olursa olsun içten içe hep yalnız olacağım...

8 Mart 2014 Cumartesi

büyümek...

insanlar normal gelişimlerinin içerisinde büyüdükçe genişlemeye meyillidirler. istekleri, beklentileri, hayata bakışları, kendilerine bakışları... her biri büyür o her yaş alışlarıyla birlikte. ve çeperleri genişler, yırtılır... kabukları kırılır, içlerinden kendilerine bile yabancı türlü türlü diğer "ben"ler çıkar. ben bunu hiç yaşamadım. ben, benim bile bilemediğim bir genişlikte doğdum. içimde bir evren saklıydı sanki... öyle geniştim. sonra büyümek denilen o herkese nimet, bana illet olan şeyle birlikte küçülmeye başladım. umutlarımı unuttum, heveslerimden kurtuldum, arzularımdan soyundum.

12 Ocak 2014 Pazar

şiir !

tüm sistemler şiirden korkar, zira bazen bir mısrası bile sevgiyi, aşkı, tutkuyu, özlemi, heyecanı vb tüm hissiyatları sakatlama gücüne sahiptir. sistem tüm düzenini insanoğlunu düşünecek kadar -daha doğru söylemek gerekirse sistemin efendileri tarafından kazıklandığını fark edecek kadar düşündüğünü- yalnız bırakmamak üzerine şekillendirmiştir tüm biçemini. şiirin her zaman bir tehlike olması bundan süregelir. zira bir yalnız anını kollar insanın... ve tüm şiirler yalnız okunur, bakmayın siz insanların bazen onu yalnız kalmamak için kullandığına, kimse ağızdan çıkan harflere ağzın kıvrımlarından fazla dikkat etmez o zamanlar: bedenini şiir ile kandırma telaşı o zamanlar, insanın.

4 Ocak 2014 Cumartesi

gelişine yaşayacağım..

nazım'ın da dediği üzere sincap gibi kuş gibi yaşıyacağım. yani işim gücüm sadece yaşamak olacak. nereden ve nasıl geldiğini bilmez halde. ne geleceğini beklemeyerek, ansızın ölerek. " bi yaşa belkide " ile....

3 Ocak 2014 Cuma

ya sabır...

bazen doluyorum..
bardağın son damlası gibi taşıp yere göğe sığamadığım anlar öyle çok ki.
büyüsün istiyorum o bardak, büyüyüp kocaman olsun..
büyüsün ve daha çok sabır alsın içine.
beni de alsın, kaybolayım..
kaybolmaya olan ihtiyacın kıyısında küreksiz bekliyorum.

insan.. insan...

hüzün güneşi gözlerinden pişmanlık yağıyordu; kimseye güvenemiyorum dedi. tek düşmanın insandır, uzak dur insandan dedim. çünkü insan; ana, baba, kardeş, sevgili, dost ve arkadaş gibi postlara bürünüp sızar ömrüne, talan eder seni. uzak dur insandan. çok haklısın deyip daha da sokuldu yanıma. anlamamıştı beni!